sex hikayeleri, Turk Porno, Amatör Porno, Hikaye oku, Porno izle
13 Aralık 2013 Cuma
Patronum Çatır Çatır Sikti - seks hikayeleri
Merhaba değerli seks hikayeleri
okurları. Ben Ayça. 28 yaşında, 1.60 boyunda, 50 kilo, kumral,
95-65-100 ölçülerinde, evli, çocuksuz bir kadınım. Kocam benden 2 yaş
büyük, oldukça yakışıklı bir adam, yaklaşık 19 cm civarında oldukça
kalın bir yarağa sahip, ancak buna rağmen seks hayatımız benim açımdan
hiçte iyi gitmiyordu. Bu boyutta bir yarağa alışmak benim için çok kolay
olmadı, tabii kocamın hayvanlığı nedeniyle. Kocam, kocaman yarağı ile
üzerime çıkıyor, her istediğini yapıyor, ağzımdan, amımdan, götümden,
nasıl sikmek isterse sikiyor, kendi boşalınca da arkasını dönüp uyuyor,
benim zevk alıp almadığımı hiç düşünmüyordu...
Kocamı bu konuda çok uyardım, ama nafile, bir işe yaramamıştı. Kocamla
seks benim için sadece sıkıntı anlamına geliyordu, zevk adına hiçbir şey
yaşamıyordum. Ben de artık okuduğum birçok seks hikayelerindeki gibi
zevk alarak seks yapmak istiyordum. Kafama koymuştum, önce bir işe
girecektim ve ekonomik özgürlüğümü kazanıp, sonra da kocama boşanma
davasını açacaktım. Boşanırsam, gerçek seksi yaşamak konusundaki
niyetimi gerçekleştirmek için çok daha fazla fırsatım olacaktı...
İnternetteki iş bulma sitelerinden birinde özel bir şirkette ‘Yönetici
Asistanı’ ilanı vardı. Telefon ettim, Cansuhanım diye birine bağladılar.
Cansu hanımın sesi çok tanıdık gelmişti. Neyse, randevu alıp görüşmeye
gitmeye karar verdim. Hafif dekolteli bir bluz, diz üstü bir etek, hafif
bir makyaj yaparak, görüşmeye hazırlandım. Bu halim ile aynada kendimi
çok beğenmiştim. Adrese ulaştığımda, önünde durduğum bina kocaman bir
plazaydı. Resepsiyona Cansu hanım ile görüşmeye geldiğimi söyledim. Kısa
bir telefon sorası beni binanın en üst katında bir odaya çıkarttılar.
Büyük deniz manzaralı bir oda idi. Beni getiren görevli Cansu hanımın
birazdan geleceğini, patronun yanında olduğunu belirtti. Beklemeye
başladım...
Bu arada camın önünde dışarıyı seyrediyordum. Birkaç dakika sonra kapı
açıldı. Mini etekli, sarışın, oldukça alımlı bir hanım girdi içeri.
Merhabalaştık, özgeçmişimi uzattım, okumaya başladı. Üniversite eğitim
kısmını okurken, “Burada yazanlar konusunda bir hata yok değil mi?”
dedi. “Kesinilikle yok!” dedim. “O halde sen Lopez Ayçasın!” dedi.
(Üniversitedeyken kalçalarımın büyüklüğü ve şekli ile Jenifer Lopezin
kalçarına benzerliği yüzünden bana bu lakabı takmışlardı). Bir anda şok
oldum, nereden bilmişti benim Üniversitedeki lakabımı? Şaşkınlıkla
yüzüne bakarken, “Beni tanıyamadın değil mi?” dedi...
Ses çok tanıdıktı, ama bü vücut benim kankim, sır ortağım, Cılız Cansu
değildi. Utanarak, “Cılız Cansu?” dedim. “Evet, ta kendisi!” dedi. O
anda dünyalar benim olmuştu. Cansu’yla Okuldan sonra hiç görüşememiştik,
o ailesinin yanına Ankaraya dönmüştü. Ben halen şoktaydım, Cansuya, “Ne
oldu sana böyle?” dedim. Cansu, “Anlatırım sonra!” diyerek konuşmasına
devam etti. Epey bir sohbet ettik. İş için başvurmuştum, ama en iyi
arkadaşımı bulmuştum. Eski günler filan derken, konu sonunda işe geldi:
- Ayçacığım, emin ol seni bu işe almak isterdim, ama bu kadro evli bir
bayan için uygun bir iş değil! Fiziksel anlamda tam sana göre, ama
kişilik olarak senin için hiç uygun değil!
- Nasıl yani? Ya sen sekreter aramıyormusun?
- Hayır sekreter değil, yönetici asistanı arıyorum ve bu asistan işinin
dışında başka birçok hizmet verebilecek biri olmalı!
- Nasıl hizmetler?
- Söyletme bana, anladın!
- Yani aslında patronuna bir metres mi arıyorsun?
- Evet, senden gizleyecek değilim, bu yüzden sen olamazsın!
- Peki, ben yine de istediğimi söylersem?
- Nasıl yani Ayça?
- Evliliğim zaten bitmek üzere, cinselliği ise uzun zamandır
yaşamıyorum, hem işe, hemde seksi bir erkeğe ihtiyacım var!
- Ama patronun seks talepleri farklıdır...
- Nasıl farklılıklar?
- Erkan bey fazlaca azgın bir adamdır ve anal seks ister, seks sırasında
argo konuşulmasını sever ve ağza boşalmayı çok sever, ama ben hiç
müsaade etmedim, bu güne kadar birkaç kez yüzüme boşalmasına izin verdim
sadece!
- Sadece bunlar ise problem değil, kocamdan alışığım bunlara!
- Eminmisin?
- Kesinilikle!
- Peki, sen bilirsin! Aslında tanıdığım birinin olması işime gelir!
- Ne zaman iş başı yapabilirim?
- Şu an itibarı ile işe alındın, ancak birde patronun seni görmesi ve
bir test yapması gerekiyor!
- Beni beğenmesi için nasıl hazırlanayım?
- Aslında özel birşey yapmana gerek yok, onun yanında, manken gibi kendi
etrafında dönmen yeterli olacaktır. Kalçalarını gördüğünde, emin ol
dibi düşecektir! Kalçalarını daha belirgin gösteren bir kıyafet tercih
etmen yeterli. Maaşını yarınki mülakat belirleyecek!
- Peki anlaştık! Ne zaman görüşeceğim patronla?
- Ben ayarlarım, yarın öğleden sonra 14:30 civarında evinden aldırırım,
sen hazırlan!
Sonra Cansu’nun yanından ayrıldım eve döndüm. Ertesi gün için hazırlık
yaptım. Akşam kocam eve geldi, ona iş için kabul edileceğimi, ancak
yarın bir mülakat olacağını söyledim. “Hayırlı olsun!” dedi. Sonra
yemeği yedik, maç seyredip uykuya geçti öküz. Sabah uyandım kalkıp duşa
girdim ve ağda v.s. bir güzel temizlik yaptım, giyinmeye başladım.
Altıma, ön tarafı dantelli siyah bir tanga giydim, aynı çamaşır
takımının sütyenini giydim üzerime, dar bir body ve altıma da siyah
taytımı giydim, kalçalarımın bütün güzelliği ortada idi. Artık hazırdım.
Saat 14:30 civarında Cansu bana araç gönderdi, evimden aldırdı ve
şirkete geldik. Önce Cansu’nun yanına çıktım. Cansu önce beni tepeden
tırnağa bir süzdü ve gülümseyerek, “Zilli, bugün kesin işe girdin!”
dedi, sonra kalçama bir tokat attı, “Bunlara iyi bak!” dedi ve beraberce
patronun odasına geçtik...
Patron Erkan bey bizi kapıda karşıladı. İçeri geçtik, önde Cansu,
arkasında ben. Patronun beni arkadan iyice bir süzdüğüne eminim. Cansu
bizi tanıştırdı. Erkan bey 35 yaşında, 1.80 boylarında, atletik yapılı,
oldukça yakışıklı bir adamdı, resmen içim erimişti. Ve konuşmaya
başladık. Erkan bey bana, “Cansu hanım sizi çok övdü ve bütün hizmetleri
yerine getireceğinizi söyledi!” dedi. Ben de, “Evet, Cansu hanım bana
gerekli bilgileri verdi ve işleri kısa zamanda bana devredecek, ama
işbaşı yapmadan önce sizin bir mülakatınızın olacağını belirtti!” dedim.
“Evet, öyle olacak! Cansu hanım bizi yalnız bırakabilir misiniz?” dedi.
Cansu da, “Tabiefendim!” diyerek çıktı odadan. Erkan bey kapıyı
kilitleyerek geri döndü...
Yanıma geldi, “Evet Ayça hanım, başlangıç maaşın 2.000 lira olacak ve
mülakat başarına göre bu maaş konusunu çözeceğiz, hazırmısın?” dedi.
“Evet hazırım, ama söylemek istediğim birşey var...” dedim. “Nedir?”
dedi. “Bugün yapacaklarım, karşılıklı olarak, istekli olarak
yaptığımızda daha güzel olacaktır diye düşünüyorum ve sizin bana
verebileceğiniz zevklerin kat kat fazlasını size vermekten zevk
duyacağım, sizce de uygunsa?” dedim. “Peki!” dedi. Ben yanından kalkıp,
karşısında soyunmaya başladım. Önce body’mi çıkarttım ve sonra taytımı
çıkartmaya başladım. Arkamı ona doğru dönerek, dizlerimi kırmadan,
eğilerek, taytımı çıkartmayı bitirdiğimde, dudaklarını kalçalarımda
hissettim ve öylece bir süre bekledim...
Sonra onu ayağa kaldırdım, önünde diz çöküp, kemerini ve fermuarını
çözüp pantolonunu aşağı indirip, bokser’i üzerinden yarağını okşamaya
başladım. Bokserini indirip yarağını dudaklarımın arasına alıp emmeye
başladım. Yarağı gittikçe büyüyordu ve iyice sertleşmişti. Beni yukarı
çekti ve dudaklarıma yapıştı, bir yandan kalçalarımı okşuyordu. Beni
kucağına alıp masanın üzerine koydu ve boynumdan başlayarak, öpücükler
kondurarak, önce göğüslerime ve en sonunda amıma geldi. Bunun ne kadar
güzel birşey olduğunu ilk kez yaşıyordum ve muhteşemdi. Kısa sürede
orgazm olmuştum bile. Onu yukarı çekip dudaklarına yapıştım. Sonra
üzerimden kaldırıp, tekrar yarağını ağzıma alıp emmeye başladım. O ise,
kafamdan tutmuş, ileri geri hareket ettiriyordu beni...
Yarağını olabildiğince şiddetli emiyor, arada bir ucuna kadar çıkartıp,
ağzımın içinden çıkartmadan yarağının ucunda dilimle daireler
çiziyordum. Muhteşem bir tadı vardı. Kalçalarından kavrayarak yarağını
alabildiğim kadar ağzımın derinliklerine alarak emmeye devam ettim.
Epeyce bir süre böyle devam ettim. Arada bir ağzımdan çıkartıp,
taşaklarını emiyordum. Bir süre sonra Erkan bey, “Geliyorum!” dedi,
hemen tekrar ağzıma aldım ve emmeye devam ettim, en sonunda ağzımın
içinde patlamıştı. Şiddetle boşalıyordu. Her damlasını yuttum...
Erkan bey geçip kanepeye oturdu. Oldukça enerji sarf etmişti. O kanepede
otururken, ben emekleyerek onun önüne geçtim ve tekrar yarağını ağzıma
alıp emmeye başladım. Tekrar sertleşmişti. Bana iltifatlar yağdırıyordu.
Ben ise zevkle yarağını emmeye devam ediyordum. İyice sertleştiğinde
ayağa kalktım ve ona arkamı dönüp, aletini elimle amıma yerleştirip,
üzerine oturmaya başladım. Bu sırada o da, “Harikasın!” diyor ve götümün
deliğini parmaklıyordu. Birkaç kez oturup kalktım ve “Patronum benim
götümü sikmek istiyor herhalde?” diyerek yukarı doğru kalkıp, yarağını
göt deliğimin ağzına yerleştirip üzerine oturmaya başladım...
Köküne kadar almıştım artık götüme ve üzerinde inip çıkmaya başladım.
Bir süre böyle devam ettikten sonra beni durdurdu ve “Yere in ve domal
bakalım!” dedi. “Derhal efendim!” dedim, dört ayak oldum, kalçalarımı
sallamaya başladım, “Hadi patronum, sik götümü!” diye inliyordum. Hemen
arkama gelip yarağını götüme sokmaya başladı. Öyle şiddetle girip
çıkıyordu ki anlatamam. Bu sırada ben de amımla oynamaya başlamıştım ve
kısa süre tekrar orgazma ulaşmıştım bile. Erkan bey ise arkamda götümü
sikerken, kendinden geçmiş bir vaziyette, “Seni orospu seni, işi aldın,
hemde 5.000 lira maaşla, ama seni her gün amından götünden sikeceğim,
hem de canım nerde isterse!” diyerek götüme köklüyor ve kalçalarıma
tokat atıyordu. Ben ise zevkten uçuyordum, “Sik erkeğim, dağıt amımı
götümü, istediğin zaman sik beni!” diye inliyordum, Erkan bey götüme
çılgınca pompalıyordu...
Birden durdu ve “Biraz daha amının tadına bakalım Ayça hanım!” dedi.
“Peki efendim!” dedim ve hemen götümden çıkartıp amıma kökledi. Öylesine
sert girmişti ki amıma, anlatamam. Aldığım zevk ise dayanılmaz
birşeydi. Kocam o kadar zaman beni sikmişti, ama yarağı daha büyük
olmasına rağmen, Erkan bey kadar bana zevk verememişti. Ve patronum
birkaç kez git gel yaptıktan sonra içimde şiddetle boşalmaya başladı.
İyice boşalana kadar dörtayak pozisyonunda bekledik ve içimden çıktı.
Üzerini giydi, bende giyindim ve önce kapının kilidini açtı, sonra
masasına geçip telefon ile Cansu’yu aradı...
Biraz sonra Cansu geldi. Erkan bey Cansu’ya, “Evet, Ayça hanım artık
resmen yönetici asistanımız oldu ve maaşı 5.000 lira!” dedi. Cansu
şaşırmıştı, “5.000 mi?” dedi. Erkan bey de, “Evet öyle, senin yapmadığın
şeyleri istekle yapıyor, bu nedenle öyle olacak! Hiçbir problem
istemiyorum! Bu kararım hoşuna gitmediyse, istediğin zaman şirketten
ayrılabilirsin, yada şirket içinde istediğin bir mevkiye kendini
atayabilirsin!” dedi.
Cansu ile ben odadan çıkmak üzere kapıya yöneldik. Erkan bey arkamızdan
bize seslendi, “Hanımlar ufaklığaveda etmeyecekmisiniz?” dedi.
Döndüğümüzde yarağını çıkarmış ve kaldırmıştı. Önce Cansu yarağını biraz
emdi, peşinden de ben emerek boşalttım. Toparlanıp çıkıyorduk ki, Erkan
bey Cansu’ya seslendi, “Cansu hanım sizin şirketten ayrılmanızı
istemiyorum, bundan sonra bu işi Ayça hanımla ikiniz beraber yapın!”
dedi. Cansu, “Ama Erkan bey...” diyecek oldu, Erkan bey de, “Tartışma
bitmiştir Cansu hanım, iyi günler!” diyerek konuyu kapattı.
Cansuyla birlikte Erkan beyin odasından çıkarken, kafamdan, bu işin
bundan sonra daha da zevkli olacağı düşünceleri geçiyordu... Pek yakında yeni sex hikayeleri ile karşınızda olacam
Şimdilik hoşçakalın!
Otobüste Dayadılar:) sex hikayeleri
Merhaba değerli seks hikayeleri
okurları...O gün hava çok sıcaktı. Herkesin başı dönmüştü sıcaktan.
Otobüsü beklerken bi adam gözüme çarpmıştı, yaşı 45-50 olan bu adam eski
ingilizce öğretmenime çok benziyordu. Sürekli göz göze geliyor, ama
gözlerimizi kaçırıyorduk. Adam beni yanlış anlıcak diye korkuyordum. Ama
bi elektriklenme olmuştu. Bağrı açık gömleğinden çıkan kıllar ve hafif
göbeği onu çok çekici yapıyordu. Bıyıklı ve keldi. Ona doğru yanaştım.
Yanında torbalar vardı. Otobüs gelince aynı otobüse bindiğimiz için çok
sevinmiştim.
Otobüse binmiş,tıklık tıkışık otobüste yer bulmaya çalışıyorduk. Adam
iki arkandan geliyordu. Arada bir yer bulmuştum. Demire yanlandım. Amca
arkmdaydı. Ona torbaları bırakmasını söledim ve torbaları ayakaltına
bıraktı. Teşekkür etti. Sesi çok kalındı. Sırtımı demire yaslamış yüzümü
adama dönmüştüm. Adamla birbirimize bakıyorduk. Adam benden uzundu.
Otobüsün kalabalık olmasından dolayı sıkışıyorduk.
Amcam saolsun bana yaslanıyordu. Artık tamamen temas halindeydik adamın
keten paltolonundan siki çok kolay hissediliyordu. Ilk temaslardan
sonra adamın belinden tutundum ve kendime doğru çektim. Bir elimle de
aşağıya, aletine doğru indim. aletini elime alınca bi irkildi. üfff ne
maldı ya. Avucuma sığmıyordu. Adamın kolları arasındaydım. Nerdeyse
ağzına düşecektim. Belinden tutmayı bırakmıştım zaten kaynaşmıştık
birbirimize. Adamın siki karnımdaydı ve tüm hatlarıyla hissediliyordu.
Göbeği ve sikiyle beni demire sıkıştırmıştı. Elimi fermuarına attım
,fakat adam açmama izin vermedi etrafına bakınarak.
Elim yine sikine gitti. Siki kabarmış,pantolonunu zorluyordu. Birden
pembe rüyadan komşumuz ahmet amca nedeniyle bozuldu. Otobüste beni
bulmuş ve yanıma gelmişti. Benim de işlerim bozulmuştu. Yapacak bişi
yoktu, sevişmeyi burda bitirecektik. Arkamı döndüm ve muhabbete
başladık. Amcam aradasırada da olsa ben sürtmeye devam ediyordu. Eliyle
de arkamı yokluyordu. Inerken adamın sikine elimin tersiyle hafiften
dokunabildim o kadar. Ama o başını asla unutamıcam. Hikayemi okuduğunuz
için teşekkür ederim:) bu sitedeki sex hikayeleri harikaa :)
Abi Deme Lazım Olur :) - sex hikayeleri
Merhaba değerli seks hikayeleri okurları. Adım Murat, Manisada yaşıyorum, 28 yaşında, 1.80 boyunda, 75 kilo, esmer ve sempatik biriyim. Ben evleneli henüz 3 yıl olmuştu, karımla çok harika giden bir sex yaşantımız vardı. Halen de öyledir, karımla sexde sınır tanımayız vede çift olarak sexe çok düşkünüz. Geçen yıl kurban bayramında bayram ziyareti içinkayınvalidemlere gitmiştik. Muhabbet sohbet derken ben sıkıldım ve dışarıya hava almaya çıktım. Bir sigara yakmıştım ki, yeğenim camdan bana seslendi, “Abi gel çay yaptım, beraber içelim!” diye (Bana hep ‘Abi’ diye hitap eder). Dayım ve yengem bayram ziyaretine gitmişler, yeğenim de çay yapmış, beni de camdan görünce çağırmış. Yeğenim Nesrin çocukluğundan bu yana beni çok sever. Nesrin (ozaman 16 yaşındaydı), 1.70 boylarında, 55 kilo civarı, siyah saçlı ve beyaz tenli bir afet. Neyse muhabbet ederken bir ara konu kızlar ve erkeklerden açıldı, ben de sordum, “Erkek arkadaşın, sevgilin var mı?” diye. Meğerse bizim Nesrin bu konuda pek bir dertliymiş, “Nerdeeee abi?” dedi. “Neden kız? Güzelsin, hoşsun, neden erkek arkadaşın yok ki?” dedim. Ben öyle deyince Nesrin, “Gerçekten beni güzel buluyormusun abi?” dedi. O an aklıma bir şüphe gelmediği için, “Güzelsin tabi, sen hiç aynaya bakmıyormusun?” dedim. Nesrin de gülümseyerek, “En güzel nerem mesela?” dedi. O öyle deyince biraz şüpelenir gibi oldum, ama yeğenim olduğu için yanlış düşünmek istemedim ve “Heryerin güzel!” diyerek geçiştirdim ve konu dağılsın diye, “Çıktığın yok mu gerçekten?” falan dedim. “Teklif edenler oluyor, ama hepsi çoluk çocuk!” dedi. “Eeee, sen nasıl birini arıyorsun?” deyince, “Senin gibi!” dedi. Ben biraz kızarır gibi oldum ve konu uzamasın diye müsade istedim kayınvalidemlere gittim. Bayramdan sonra Manisaya döndük. Aradan epey zaman geçti, ama yeğenimin söyledikleri bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Kendi kendime takıntı yapmaya başladım, istemesem de Nesrinin portakal büyüklügündeki gögüsleri ve yuvarlak kalçaları bir türlü aklımdam çıkmaz olmuştu. Kendi kendime de (Saçmalama, öyle şey olur mu, sen yanlış anladın!) diyordum. 2 ay kadar sonra dayımın işi nedeniyle ailecek Manisaya taşınmaları gerekti. Tesadüfen bizim oturduğumuz apartmanda boş daire vardı, orayı kiraladılar ve taşındılar. Artık sık sık bize gelir gider olmuştu. Kısa etekler, dar badiler giyip, sanki özellikle beni tahrik eder gibiydi. Birgün kayınvalidem ameliyat oldu, karım da ona refakat etmek için yanına gitti. Ben işimden izin alamadığım için gidememiştim. Karımı uğurlayıp geri dönerken apartman kapısında Nesrin ile karşılaştık. Nereden geldiğimi falan sordu, ben de durumu kısaca anlattım, karımın bir süre orada kalacağını ve (şaka maksatlı) bekar kaldığımı söyledim. Birden Nesrinin gözleri parladı ve “Ben sana bakarım abi, hatta yengemden daha iyi bakarım!” falan dedi. Ertesi günün akşamında Nesrin bizim kapıda bitti hemen. Tabi aynı apartmanda olduğumuz ve akraba olduğumuz için bize akşam sabah gidip gelmesine annesi babası birşey demiyordu. Nesrin beyaz mini bir pileli etek, üzerine beyaz askılı vücudunu saran dar askılı bir badi giymişti. “Abi bilgisayarda biraz işim var, halledebilirmiyim? Bu saatte internet cafeye gidemem.” dedi. “Tabi buyur!” dedim. Ama Nesrini öyle görünce içim bir hoş olmuştu. Kendi kendime (Saçmalama o senin yeğenin!) dedim ve TV’nin başına geçtim, ama bir türlü Nesrinin o hali gözümün önünden gitmiyordu. Bir süre sonra TV’ye dalmışım ki, Nesrin, “Abi bilgisayara birşey oldu, düzeltemiyorum!” diye seslendi. Gidip baktığımda bilgisayar kapanmış, açamıyor. Açtım. Şifreyi girmek için klavyeye eğildiğimde Nesrinin göğüslerinin çatalına takıldı gözüm. Benim yarak zaten dünden razı, hemen havalandı. Şifreyi apar topar girdim, ama bunu Nesrin de farketmiş olacak ki, yüzünde sinsi bir gülümseme vardı. Ben hemen TV odasına geri döndüm. Ama aklım orada kalmıştı bir kere. Biraz sonra Nesrin geldi ve bilgisayarda işinin bittiğini söyledi, karşımdaki koltuğa oturdu. Ama ne oturuş! Bacak bacak üstüne attı, baldırına varıncaya kadar görünüyor. Zaten kendime zor hakim oluyordum, beni dahada tahrik etmek için sürekli frikikler veriyordu. Giydiğim eşofmandan yarrağımın kalktığı belli olmasın diye nasıl oturacağımı bilemez olmuştum. Nesrin bir ara su alma bahanesiyle kalktı, geri geldiğinde yanıma oturdu ve TV’de oynayan filmi seyretmeye başladık. Derken omuzuma doğru yaslandı. Filmde bir öpüşme sahnesi vardı ve Nesrin o sahneyi izlerken, “Aaah ah!” diye iç çekti. “Ne oldu kız ?” diye sordum. “Biliyormusun abi, beni böyle hiç kimse öpmedi!” dedi. “O senin çevrendeki erkeklerin aptallığı!” dedim. Bizim cin fikir Nesrin hemen atladı tabi, “Abi sen de benim çevremdeki erkeklerdensin!” dedi. Ben biraz utanarak, biraz da kızmış gibi yaparak, “Olurmu öyle şey! Sen benim yeğenimsin!” dedim. “Yani beni eller öpse daha mı iyi? Öyle mi abi?” dedi. “Yok öyle demek istemedim...” dediysem de lafı kıvıramadım ve birden nasıl olduğunu anlayamadan, “Öperim ne olacak ki!” dedim. Nesrin hemen bana döndü ve öpüşmeye başladık... Dudaklarının inanılmaz güzel bir tadı vardı, daha önce hiç almadığım tadlar alıyordum. Okadar ateşli öpüyorduki beni, kendimi durduramıyordum, ellerime hakim olamıyordum, sanki vücudum benim kontrolümden çıkmış gibiydi. Bir yandan öpüşürken, bir yandanda sütun gibi bacaklarını okşuyordum. Yavaş yavaş okşayarak yukarı doğru çıkıyordum. Ellerim o küçücük bal kutusuna geldiğinde Nesrin hafif ürperir gibi oldu, ama belli etmemeye çalıştı. Nesrinin bal kutusu yanıyordu adeta ve suları el kadar küçük olan külodunu sırılsıklam yapmıştı. Bir ara durmak istedim, ama olan olmuştu artık, duramadım. Taş gibi gögüslerine geldiğimde, Nesrin de elini eşofmanımın üzerinden benim yarrağa atmıştı. Birbirimizi yavaş yavaş soymaya başlamıştık. Beyaz badisini çıkardığımdaki gördüğüm manzarayı halen unutamam, o göğüsler sanki mermer birer anıt gibiydi. Boynundan başlayarak yavaş yavaş göğüslerine doğru inmeye başladığımda ise Nesrinin sesleri değişmeye başlamış, kısısk kısık, ince ince geliyordu... Bir yandan göğüslerini emip, bir elimle ezerken, bir elimle de Nesrinin eteğini çıkarıyordum. Sonra göbeğinedoğru indim. Ardından aşağıya doğru, bembeyaz dantelli el kadar külodunun üzerinden Nesrinin bal kutusunu hem yalıyor hemde küçük ısısrıklarla dişliyordum. Nesrin, “Yeter artık dayanamıyorum, ne olur sok! Çok uzun zamandan beri bu anı bekliyorum abi, ne olursun bekletme beni artık!” diye yalvarıyordu. Amını yalamayı bırakıp ayağa kalktım ve acele etmemesini, sıranın onda olduğunu söyledim. Yüzüme baktı, biraz istemsiz bir tavırla eşofmanımı indirdi, benim yarak zaten kazık gibi olmuştu. Nesrin, “Daha önce hiç yapmadım, porno filmlerde gördüğüm kadarıyla biliyorum, ama seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağım abicim!” dedi ve ağzına almaya başladı. Bu ne muhteşem bir duyguydu anlatamam. Acemice yalıyordu, ama ben müthiş bir zevk alıyordum. Karımla da sürekli oral sex yaparız, ama bu çok farklıydı. Ve fazla dayanamadım, titreyerek Nesrinin ağzına boşaldım. Nesrin biran kusacak gibi oldu, ağzından zor çıkardı benim yarağı ve hemen lavaboya koştu... Ağzını yıkayıp geldiğinde, tadının çok tuzlu olduğunu, birdaha böyle yapmamamı rica etti. Ben de, “Özür dilerim, ama kendimi tutamadım!” dedim. “Gerçekten o kadar zevk aldın mı abi?” diye sordu. Muhteşemolduğunu söyleyip, tekrar dudaklarına yumuldum. Çok ateşli bir şekilde sevişiyorduk, dünya umurumuzda değildi adeta. Sonra, “Hadi artık, ne olursun, içimde hissetmek istiyorum seni, yalvartma artık beni, ne olur sok biran önce!” dedi. “Sen bakire değilmisin?” dediğimde, “Bakireyim, ama artık kadın olmak istiyorum, hemde senin kadının olmak istiyorum abi!” dedi. Ona ileride bu yaptığından çok pişman olabileceğini, bunun telafisinin olmadığını söyledim. Ama yine de istiyordu. Ben de, “Bu gece önce arkadan al, sonra pişman olmazsan önden de yaparım!” dedim. “Hem önden hem arkamdan sok, yalvarırım, her deliğimde seni hissetmek istiyorum abi!” diyordu. Ona tekrar aynı şeyleri söylediğimde ise, “Tamam, ama bir şartla, ben ne zaman istersem itiraz etmeden beni kadın yapacaksın! Hadi şimdi arkama sok artık!” dedi. Ben de kabul ettim ve Nesrini koltuğa köpek duruşuna getirdim. Benim yarağı kremledim, bolca Nesrinin göt deligine de sürdüm ve dayadım. Fakat bir türlü girmiyordu. Sanırım ilk olduğu için, hem yaşı da küçük olduğu için götünün deliği çok dardı, fındık kadardı. Rahatlaması için tekrar bal kutusunu yalamaya başladım ve hafif hafif kremli işaret parmağımı Nesrinin götüne sokmaya başladım. Biraz aldığı zevkten, biraz da yalamamdan etkilenmiş olacak ki, yavaş yavaş kendini bıraktı. Ben hem götünü parmaklarken, bir yandanda bal kutusunu yalamaya devam ediyordum. Birden Nesrinin sesi değişmeye başladı. Anladım orgazm olmaya hazırlanıyordu. Hem götündeki parmağımı, hemde amındaki dilimi hızlandırdım ve benim küçük yeğenim Nesrin kasıla kasıla ilk boşalmasını yaşamış oldu. “Hadi artık abi, içimde hissetmek istiyorum, sok götüme!” diyordu. Ben tekrardan Nesrinin arkasına geçip, yeniden sikime ve Nesrinin dar göt deliğine bolca krem sürüp, başladım bastırmaya ve yavaş yavaş kafasını soktum. Ama Nesrin ağlamaksı bir ses tonu ile, “Çok acıdı, yanıyor abi!” diyordu. Kendisini kasmamasını, rahat bırakmasını söyleyip, bu acının çok kısa bir sürede muhteşem bir zevke dönüşecegi konusunda telkinde bulunuyordum... Biraz bekledikten sonra sikimin kafası ile git gel yapmaya başladım. Yavaş yavaş alışınca Nesrin de zevk almaya başlamış olmalı ki, “Abimmm, harikasın, muhteşemsin!” gibilerinden iltifatlar yağdırıyordu. Ben de her git gelde biraz daha ileri giriyordum. Benim öyle korkulacak heybetli bir sikim olmamasına rağmen (15 cm kadar) birden girip canını yakıp, yeğenimi sexten soğutmak istemiyordum. Bir müddet sonra köküne kadar girdiğinde Nesrin kendinden geçmiş bir vaziyette inliyor, “Evet abi, devam et abi, kökle yeğenine, hızlan, uçur yeğenini, eller yerine sen sik yeğenini!” diyordu. Ama halen göt deliği çok dar olduğundan zor hareket ediyordum. Hızlanmayı ben de çok istiyordum, ama neredeyse sikim kırılacak gibi oluyordu. Yavaş yavaş, sert darbelerle götüne vurdurmaya ve aynı zamanda da amıyla oynamaya başlayınca, küçük yeğenim Nesrin dayanamadı ve 15 dakika içinde ikinci orgazmını yaşadı... Yeğenim boşalmıştı ama ben halen boşalamamıştım. Bir müddet sonra kremin de etkisi ile iyice yumuşayan yeğenimin minik götüne biraz daha rahat girip çıkıyordum ve biraz daha hızlanmaya başlamıştım. Ben hızlandıkça, “Evet abi böyle çok güzel, devam et abi, kökle abi!” diye inliyordu. Boşalacağıma yakın sikimi götünden çıkarmak istedimsede, “Ne olur çıkarma abi, içime boşal, içimdeki yangın ancak böyle söner!” dedi. Ve fazla geçmeden, köküne kadar vurdura vurdura, titreyerek boşaldım yeğenimin küçük götüne ve üzerine yığıldım. Sanki tüm damarlarım boşalmış gibiydi. Götünün içindeki sikim küçülene kadar öylece kaldık ve sonra çıkardım. Bana dönüp öyle bir sarılışı vardı ki, anlatamam. Sanki hayatını yeniden bağışlamışım gibi teşekkürler ediyor, öpüyordu beni. Biraz sakinleştikten sonra banyoya gittik. Küçük yeğenimi ellerimle yıkadım. Benim yarak tekrar uyandı ve götünü birkez daha sikmek istedim. Ama Nesrin, “Abi bu gecelik yeter, çok ağrıyor, tamam çok zevkli, uçtum resmen, ama birkaç gün ara verelim!” dedi. Ben de onu kırmayarak, “Tamam canım, sen nasıl istersen, ne zaman istersen!” dedim. Banyodan çıkıp giyindik. Vakit epey geç olmuştu, başka yere gitmiş olsa babası ortalığı ayağa kaldırırdı, “Bu saatte nerdesin?” diye, ama yeğenimin bize gelmesine birşey demiyor. Yeğenim biraz daha kalmak istedi, ama ben şüphelenmesinler diye eve gitmeye razı ettim. Giderken dudaklarıma yapıştı ve çok teşekkür edip, “Bundan sonra benim tek sahibim sensin abicim!” dedi. İçimden, (Aslında teşekkür etmesi gereken benim!) dedim. Gerçekten de halen tek sahibi benim, ama benim küçük yeğenim halen bakire. Birgün yeğenimin kızlığını da alırsam, burda sizlerle seve seve paylaşırım! Yeni sex hikayeleri ile görüşmek dileğiyle:) Bol maceralı günler dileğiyle, esen kalın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)